Önce soruyu yanıtlamakla başlayayım : EVET!
Erken Teşhis Hayat Kurtarır – Meme Kanseri
Sonrasında hikayemi paylaşabilirim.
Hem meme kanserinde hem de bir çok hastalıkta erken teşhis hayat kurtarır. Ben ağırlıklı meme kanseri sürecimden ve biraz da MF(Mikozis Fungoides) ten bahsedeceğim.
Haydi başlayalım 🙂
Hızlı bilgi isteyenler için tüm süreci şöyle de özetleyeyim, sonra hikayeme geçiş yapalım:
Doktora gitmemle başlayan süreci şöyle özetleyebilirim; doktora ilk gitmemle(17 Aralık 2022) kemoterapi almaya başlamam(7 Şubat 2023) arasında 40 gün var, biraz hızlı bir süreç oldu. Arada girdiğim MR(28 Aralık) ile ameliyat(6 Ocak 2023) arasında ise 10 gün var. Yani biyopsi ve MR da gördüğümüz Grade 2 kanser kitlesi 10 günün sonunda Grade 2 den Grade 3’e yükselmişti. Dolayısıyla bir şey farkettiyseniz mutlaka zaman kaybetmeden doktora gidiniz. Bu yazıda ilk 3 adımın detaylarına gireceğiz, diğer adımlar da diğer yazılarda olacak. Sevgiler…
Kitleyi keşfettim (Evde el ile meme muayenesi ile)
Bir meme sağlığı doktorundan randevu aldım
Ultrasona yönlendirildim
Ultrasonun hemen ardından biyopsi oldum
Biyopsiden sonra MR a girdim
Ameliyatımı oldum
Embriyo Dondurma sürecine girdim
Embriyo Dondurma sürecinin başında PET çekimine girdim
Embriyo Dondurdum
Kemoterapiye başladım
Radyoterapiye başlayacağım
Çalıştığım iş yerinde bir pano vardı. “Erken teşhis hayat kurtarır, bu yolla meme kontrolü yapabileceğinizi biliyor muydunuz?” yazıyordu ve bir tane silikon model vardı ve nasıl kontrol edilebileceğini tarif ediyordu. Ben de merak edip denedim ve silikon memenin içindeki kitleleri muayene yöntemlerini deneyerek buldum. Oradan ayrılırken umarım kullanmam gereken bir bilgi olmaz diyerek ayrıldığımı hatırlıyorum. Ve fakat kullandığım için erken evrede meme kanserimi bu basit yöntemle keşfetmiş oldum.
2022 Aralık ayının başlarıydı, kızım 2 yaşını dolduralı 2 ay olmuştu ve emzirmeyi yeni bitirdiğimiz için mastit ile karşılaşmamak için arada el ile muayenelerimi yapıyordum. Bir gün meme başının hemen altında 1 cm lik bir kitle elime geldi, bir anda nasıl bu kadar büyümüş ve neden hiç ağrı yapmadı acaba diye düşündüğümü hatırlıyorum. Sonra takip edeyim ben bu kitleyi dedim, doktora gidip göstermeyi ilk anda düşünmemiştim, hemen gitseydim farklı olur muydu şu an bilemiyorum, bu tip durumlarda günler bile önemli oluyormuş sonradan öğrendim.
Aynı dönemde hamileliği de düşünüyordum, insülin direncim vardı ve kontrollerimi yaptırmaya başlamıştım. Ben sağlıklı olayım ki sağlıklı bir süreç geçireyim istiyordum.Önce endokrin doktoruna gittim, insülin direncim artık yoktu, hem de onca kiloma rağmen 🙂 Güzel haber dedim, o sırada kan tahlillerinde trombosit değerlerinin de düşük olduğunu gördüm sorduğumda önemli bir düşüş değil dedi doktorum, regl döneminde olduğumdan olabilir diye düşündüm, her seferinde bağışıklığım bir dalgalanıyordu ama varsaymayıp sormak lazım ey sevgili okurum 🙂 (tebessüm ettiğime de bakmayın gergin olduğumda gülerim, bazen yanlış anlaşılıyor netleştirmek isterim ilk yazıda 😉
Endokrinden güzel haberleri alınca cildimde 1 yıldır peydah olmuş, gövdemin sağında çıkıvermiş bir kızarıklık için de cilt doktoruna gittim. İlkinde Acıbadem e gitmiştim sonrasında Amerikan Hastenesine gitmeye karar verdim ve Dr Yeliz Erdemoğlu’ndan randevu aldım, daha önce orta ölçekli bir kortizonlu krem kullanmama rağmen geçmediğini konuştuk, hemen biyopsi istedi doğru tedavinin uygulanabilmesi için ve biyopsiyi yaptık 2 gün sonra, gelen raporda MF(Mikozis Fungoides) şüphesi olduğu yazıyordu. İlk yıllarda mantar olduğunu sandıkları için ismi Fungoides diye konulmuş ama bir tür lenfoma grubu bir hastalık sayılıyor, erken teşhis burada da önemli, egzama tedavi eder gibi biraz daha yüksek kortizonlu bir kremle tedavi edilebiliyor ama özellikle güneş almayan bölgelere dikkat etmek gerekiyor, vücudunuzu sevin, ona iyi bakın ve sık sık kontrol edin 😉 İnternete adı ilk yazıldığında korkunç şeyler çıkıyor, “3 ay ömrünüz var” gibi cümleleri okudum ben de ilk, ama üzülmeyin hastalığın evreleri var şuradan evrelerle ilgili bilgiye hızlıca ulaşabilirsiniz. Doktorum biyopsi sonucu evre 1 bile değil, erken gelmen çok iyi olmuş dedi. Biyopsi sonucuna göre doktorumun bana yazdığı yüksek kortizonlu ilacımı aldım ve kullanmaya başladım. İlk iki günde sonuç almaya başladım ve rahatladım. Sonuçları yine yazacağım şimdilik her şey yolunda 😉
Endokrin tamam, deri de tamam en azından ne yapacağımı biliyorum 🙂 Mememde bir şey vardı ya, müsait doktor varsa bir gösterebilir miyim dedim danışmaya, beni Dr. Can Atalay’a yönlendirdiler, muayenenin hemen sonrasında hadi bir ultrason çektirmek için randevu alalım dedi, ertesi güne randevu aldım, Doç. Dr. Nurten Andaç Baltacıoğlu’na gittim inanılmaz sıcak kanlı idi, hemşiresi de öyle, kontrol sonrası biyopsi yapmamız daha doğru olur, şekli ve boyutu biraz şüphe uyandırıyor dedi. İş yerinden çıkıp gitmiştim doktora 1 saat sonra toplantım ve mesai sonrası da bir üniversitede söyleşim vardı. 1 saat içinde beni toplantıya sokabilirseniz şimdi yapabiliriz dediğimi hatırlıyorum 🙂 Seni toplantına 5 dk kala çıkaracağım dedi ve gerçekten araya bir ultrason randevusu alıp, yaklaşık 20 dk lık bir işlemle biyopsiyi yaptı. Biyopside önce bir kaç bölgeden uyuşturucu iğne yapılıyor, burası biraz rahatsız edici oluyor yalan yok, sonrasındaki işlem “iğneli biyopsi” olarak geçiyor, küçük bir kesiden biraz kalınca bir iğneyi sokuyor ve ultrasonla doğru dokuyu bulup oradan küçük bir parça alıyor. Benden toplam 6-7 kez örnek alındı ve biyopsiye gönderildi. Sonrasında temizce kapatıldı dikiş atılmadı hiç, bir küçük sargı bezi parçası bir parça(tabi bence sargı bezi parçası muhtemelen tıpta farklı bir karşılığı vardır 🙂 ve üstüne su geçirmez bant, benim işim bitmişti. Şimdi sonuçları bekleme vakti gelmişti, en çok burada zorlandım sanırım… Geçmek bilmedi 2 gün… Yazdıkça yazasım var da, çok da sıkmak istemiyorum 🙂
Raporu 2 gün sonra gece 2 de telefonda gördüm ilk, “karsinom” kelimesinin anlamını öğrendiğimde tüm bu tahlilleri ve kontrolü yapmaya başladığım nokta annelikti ya, göz yaşları içinde iyi ki olmamış diye geçirdiğimi hatırlıyorum içimden. Birkaç gözyaşının ardından bu duyguyla o anda başa çıkamayacağımı anlayıp uykuya dalmış olan eşime sarıldım, uyandı, rapor mu çıkmış dedi, sustu o da bir kaç damla göz yaşı döktü ve hiç konuşmadan sarılıp uyuduk.
SONUÇLAR aynen şöyleydi:
ER : Pozitif
PR : Pozitif (%5 hücrede)
HER -2 : Negatif(0)
Synaptophysin : Pozitif ; yamasal, çoğunlukla orta dereceli boyama var
Ki-67 : %45
TANI:
Nöroendokrin Diferansiasyon Gösteren İnvazif Karsinom;
Nükleer Grade 2 (Modifiye Black)
Burada ER ve PR pozitif olması iyi demişti doktorum, hormona duyarlı demekmiş, ER östrojen, PR progesteron hormonuna duyarlı demekmiş. Benim durumumda ER %100 ama PR nin yanında %5 var yani hormon baskılamayla PR de sadece %5 hücre etkileniyor anlamına geliyor. Bu şu demek sadece hormon tedavisi tek başına işe yaramayabilir, yine de hormon baskılama tedavisi işimi görecek bir yerlerde.
HER-2 değeri tümorün genetik yapısını anlatıyormuş, ER ve PR nin pozitif olması ve HER-2 nin negatif olması güzel bir haber, burası pozitif çıkarsa büyümeyi destekleyen bir gen olduğu için baskılamak için ayrı bir ilaç tedavisi ekleniyormuş.
Buraya kadar olan değerler ve bunların kategorizasyonu için şöyle bir yazı buldum okumak isteyenler için paylaşayım hemen 🙂
Burada bir diğer kritik değer de Ki-67 sonucu bu değer ortalama %15-20 lerde olsaydı sadece hormon tedavisiyle yırtabiliyordum 🙂 Ve fakat Grade i de yükselten değerlerdin biri bu, %45 çıktı, bu yayılım hızını gösteriyor, nitekim ameliyat sonuçlarında(10 gün içinde) bunun değiştiğini de gördük.
Biyopsi sonuçlarını da gördükten sonra nasıl bir tedavi izleyeceğimizi belirlemek için MR çektirmemiz gerektiğini söyledi doktorum. Burada gördükleri kitle yaklaşık 1,5 cm çapında bir dokuydu, hem doku sınırlarını doğrulamak hem de her iki memeyi kontrol etmek için MR randevusu aldık. Tedavinin gidişatında da belirleyici olacağını söylediğini hatırlıyorum. Eğer ultrasonda gördüğümüz gibi 1-1,5 cm aralığında değil de 2-2,5 cm aralığındaysa öncesinde de alanı küçültmek için kemoterapi alabilirsin dedi. Tahmin edersiniz ki MR çektirmek ve sonuçlarını beklemek bir tık daha zor oldu. Ama bu kısım bir sonraki yazımızın konusu 🙂
Sonuçlar sonrasında doktorum kendi el muayenemde farkedip gecikmeden geldiğim için çok bilinçli ve şanslı olduğumu söylemişti.
“Erken teşhis hayat kurtarır” diye de ekledi 🙂
Böylelikle bir giriş yapmış olalım, başta belirttiğim gibi hızlı adımların ilk 3 maddesini konuşmuş olduk, MR’ı , ameliyat sürecini, sonuçlarını ve tedavi sürecimi ile ilgili tüm bilgileri diğer yazılarımda anlatacağım. Biraz dinlensem iyi olacak kızım birazdan uyanır 🙂
Not: Kendinizi çok sevin, hep kontrol edin ve doktora erken gitmeyi ihmal etmeyin.
ÇÜNKÜ UNUTMAYIN ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR!
Sevgiler,
Merve Ergenç
Comments